Op Dr Mustafa Murat Öztürk & Sağlıklı Estetik

Skar, Keloid, Tatoo

Yok Edilebilir Mi?

Severek yaptığımız bir dövme (tatoo) bir süre sonra istenmeyen bir duruma düşebilir. Geçirilmiş bir kaza, doğumsal bir iz veya cerrahi skarlar da can sıkıcı olabilmektedir. Keloid ise vücudumuzun yol açtığı aşırı iyileşme, kötü iyileşme ve iyileşmeyi durdurmada gecikme olarak izah edilebilmektedir.

Skar, Keloid, Tatuaj ve Dövme Nedir?

Skar tüm izlerin genel adıdır. Daha çok travmatik olaylara bağlı oluşur. Cerrahi, yanık ve kazalarda sık görülür.

Keloid yara iyileşme bozukluğudur. Yara iyleşmesinde oluşan fibrozis durdurulamadığında istenmeyen, sert, kabarık, yaradan daha büyük bir doku oluşur.

Dövme (Tatoo) Kendi isteğimizle yaptırdığımız cilt altına iğneli sistemlerle pigment yerleştirilerek oluşturulan yazı ve şekillerdir. Bazen pişmanlık ile sonuçlanabilir.

Tatuaj genellikle bir kaza sonucu cilt altına giren yabancı cisimlerin oluşturduğu görüntüye denir.

Neden Skar veya Keloid Oluşur?

Skarın oluşma sebeplerinin başında cildin yapı ve genetiği sorumludur. İzin sebebi cerrahi bir işlem ise kesinin tekniği, dikiş tekniği, dikiş materyali, dikiş gerginliği de cerrahi skarların sonucunu etkileyebilmektedir.

Dış etkenler de yaraların kötü iyileşmesine ve dolayısıyla izlerin kötü görünmesine sebep olabilmektedirler. Bu etkenlerin en önemlisi UV ışınlarıdır. Sadece güneş ışığında bulunmazlar, elektronik aydınlatma sistemlerinde de UV mevcut olabilir. Yine bu dolaylı etmenler arasında dolaşımı ve oksijenlenmeyi bozan başta tütün mamülleri olmak üzere birçok zararlı alışkanlık sayılabilir.

Skar veya Keloid Oluşmaması için

Estetik ameliyatlarda yalnızca plastik cerrahları tercih ederek en önemli kısmı çözmüş oluruz. Çünkü estetik cerrahlar hangi dokuyu, hangi açı ile, ne derinlikte ve ne şekilde keseceklerini; nelere dikkat edeceklerini, hangi materyal ile, hangi teknikle dikeceklerini; dikiş bakım ve pansumanının nasıl yapılacağını, hangi sürede iz bırakmadan dikiş alacaklarını bilmektedirler.

Hastaların da üzerine düşeni yapması gereklidir. Doktorun tavsiye ettiği şekilde yıkama, pansuman, koruma önlemlerini almak önemlidir. Güneş koruyucu kremler, silikon jel ve bantlar diğer koruyucu ve önleyici tedbirler ile iyi bir sonuca ulaşabilmek mümkündür.

Tedavi Seçenekleri 1

Enzimatik tedavide skar ve keloidlerin kolajenaz, hyaluronidaz ve lipaz gibi enzimlerle yumuşatılması sayesinde normal cilt yapısına dönmesi sağlanır.

Kemoterapik ajannların kullanıldığı bu tedavide daha çok keloid dokuyu eritmek amaçlanır.

Dermaroller silindir bir yüzeydeki iğneler sayesinde ciltte farklı çap, aralık ve derinlikte delikler açılarak; oluşan doku iyileşmesi sayesinde cildin sıkılaşması ve yeniden yapılanması (remodeling) sağlanmış olur.

Dermapen dermaroller ile aynı mantığa dayanır. Motorlu bir cihaz yardımı ile kısa sürelerde çok sayıda iğnenin giriş çıkışı ile tedavi gerçekleşir.

Tedavi Seçenekleri 2

Ablatif Lazer ışınları ile cilt yüzeyi buharlaştırılarak ciltteki istenmeyen alanlar yok edilir. Bu alanlar yeniden onarılarak yenilenmiş olur.

Q switch NdYAG özellikle tatuaj, dövme gibi sorunların tedavisinde kullanılır.

Altın iğne dermaroller ve dermapen gibi iğneli bir sistemdir. Ek olarak iğneler arasında radyofrekans enerjisi verilerek daha iyi bir sonuç alınır.

Dermabrazyon ablatif lazer gibi etki eden, mekanik bir sistemdir. Üzerinde elmas parçacıklar bulunan dönen uçlar sayesinde cilt soyulur. Hem skar, hem tatuaj tedavisinde kullanılabilir.

Kimyasal peeeling dermabrazyonun kimyasal halidir. Asitli solüsyonlar kullanılır.

Tedavi Seçenekleri 3

Cerrahi Revizyon tekniğinde skar, keloid, tatuaj fark etmeksizin; istenmeyen cilt kısmı cerrahi olarak çıkartılır. Diğer yöntemlerin izleri de bu teknikle giderilebilmektedir. En güçlü tedavi silahıdır, kesin çözüm sunar. Ancak belli belirsiz de olsa bir iz bırakma ihtimali vardır. Genelde tek seferde sonuç alınır. Nadiren birkaç seans gerekebilir.

Kombinasyon Tedavileri en güvenilir tedaviler genellikle kombinasyon tedavileridir. Her tedavinin eksik yanları veya riskli yan etkileri olabilir. Bu sebeple dozu veya gücü düşürülmek zorunda kalınır. Bu durumda da istenilen en iyi sonuç alınamaz. Bu paradokstan kurtulmak için ya çoklu seanslar ya da kombine tedaviler gereklidir. Anlattığımız tüm yöntemlerin bir biri ile belirli bir tıbbi mantık ve deneyim çerçevesinde birlikte kullanılması anlaşılmalıdır.